''pardon kızım saat kaç?''
arkadaşlarla iki günlüğüne bir yere kalmaya gitmiştik artık eve döneceğiz ve otobüs bekliyorum aynı zamanda da güneş gözümü deliyor ve taytım yırtık, evet popo kısmı.
otobüs geldi, binildi, gidildi evimin önünde indim vee başrol teyzemiz ''pardon kızım saat kaç?'' sorusunu yöneltti. dedim teyzecim saat 3.
yavrum dedi işin yoksa şuradaki bankaya gidelim mi, bir işim var ama parama hakim olamam diye korkuyorum yanımda dur ve soran olursa da teyzem de olur mu? okiii dedim teyzecim hadi gidelim bakalım. girdik bankaya sıra falan aldık oradan oraya teyzeyle birlikte yürüyoruz bu arada teyzemizin yürüteci var basamak çıkarken biraz zorlanıyoruz, neyse bankada yarım saat kadar oyalandık ve tüm çalışanları delirtti, teyze biraz çılgın bir yaşlılık geçiriyor.
banka işi bitince başka bir şey yoksa ben gideyim derken lafımı keserek karşı kaldırımdaki fotoğrafçıya da gidelim mi? dedi. olur dedim napalım, gittik. önce dükkandaki çalışana patronun nerede olduğunu sordu daha sonra da çalışana patronunu kötüledi ve oradan ayrıldık.
evet saçma.
ben bu ''gidebilir miyim teyze?'' kısımlarını geçiyorum çünkü defalarca tekrarladım. beni rehin aldı
oradan da ayrıldık bu sefer eczane... asla bir iş halletmiyor sadece sohbet ediyordu bu sefer de eczacıyla bütün türkiye cumhuriyeti siyasi tarihini tartıştı.
banka, fotoğrafçı, eczane ve şimdi de kasaptayız.
yanlış hatırlamıyorsam bana kemik fiyatı sordurdu kasabın merdivenini çıkamadığı için, fiyatı yüksek buldu ve adama iletmemi söyledi almadık ve başka bir kasaba yöneldik.
sonra bir yerden simit aldık ve lahmacuncuya uğrayıp 2 adet lahmacunu paket yaptırarak evinin yolunu tuttuk, onu bırakmamı istedi. buna da tamamdım
keşke bunlar şaka olsa bu sırada 2 saat kadar geçti tabii.
evine giderken yolda medikal malzemeler satan bir yere uğradık bazı raporlar verdi bana ve içeri girip oradaki adama vermemi istedi içeri girdim ve adamla konuşurken bana şöyle dedi ''bu gün de seni mi esir aldı?'' huyuymuş teyzemizin ama iyi birisiymiş.
beni beklerken başka bir ablamızı çevirmiş yoldan onunla sohbet ediyor neyse bizim tayfa üç kişi oldu evin yolunu tuttuk yine.
anlatırken baya da gezdirmiş beni teyzeme bak be diyorum gerçekten.
bir apartmanın önüne geldik ve bir arkadaşının ziline basmamı istedi, kendi evine gitmiyormuşuz. arkadaşı kapıyı açmadı ve teyze de ''geç kaldım bak küstü bana, yapar öyle'' dedi. garip
bu sırada marketlere gidiyoruz gazete alıyoruz vs. derken bir asma kilit aldırdı bana ve kullanmadığı yakınlarda olan bir evi olduğunu o evin kapısını kilitmemiz gerektiğini söyledi. beni sabrım taşmak üzere ve artık kaçmak istiyorum, tamam dedim devam ettik. neyse ki tüm bunlar birbirine yakın lokasyonlarda gerçekleşiyor yoksa yürümekten nefret ederim.
geldik evin önüne, kapı kilitlenecek vs. benim gücüm yetmedi sokaktan bir cocuk çevirdik ve teyzeyi çocuğa teslim ettim ''teyzecim'' dedim ''benim ailemin yanına gitmem lazım acilen, kendine dikkat et''
sadece bana baktı ve sinirle kafasını çevirdi.
3 saatimin sonunda kazandığım tek şey sokaktan çevirdiğimiz çocuğa ''kolay gelsin sana'' bakışı attıktan sonra aldığım gülümsemeydi.
ne yaşadım ben şimdi?