Balık baştan kokar !
Ülkemizde ki bu durumlar bayağı bir geçmişe kadar dayanmakta , hatta filmlere bile konu olmuş ,rüşvet alan memuru faka basan dürüst memur işinden olmuştu. Liyakat yerine adamcılığın olması da bu durumun sebeplerinden bir tanesi sayılabilir. Hatta hatta ülkeyi yöneten bir dönemin başbakanı benim memurum işini bilir diye açıklama yapması da tuzu biberidir bu işin. Malesef ki koltuk sevdası ve o koltuğumdan olurum korkusu kuralların önüne geçmiş. Bunu yaşanmış bir hayat hikayesi ile orneklendirmek istiyorum , bundan bir süre önce trafik polisliği yapan kuzenim İstanbul'un Aksaray semtinde trafik kontrole verilmiş başında ekip amiri ve onun yaveri ile birlikte günlük rutin kontrol işlerini yapıyorlarmış akşam olup mesai bitiminde başlarında ki amir cebinden zarf dolusu parayı çıkartıp diğer iki polise günün hasılatı diyerek paylarını taksim etmis kuzenim kabul etmemiş kusura bakmayın hakkım olmayan bir parayı almam demiş , amiri bu duruma bayağı bir tepki verip daha sonraki günler E-5 kenarında trafiğin akıcı olduğu noktaya bırakıp gitmişler ceza niyetine günlerce yağmur altında kalmış suçu ne rüşvete hayır demesi , akabinde daha üst makamlara bunla ilgili yazilar sözlü beyanlar ile şikayet etse bile sonuç elde edememiş. En son çare olarak başka bir birime geçiş sınavına girip yakasını kurtarmış. Vatandaş haklarını bilmiyor bilen de sesim çıkarsa işim yarıda kalır korkusundan ses cikartamiyor , memur koltuğundan olma korkusu ile üstlerine karşı gelemiyor çünkü onun üstündeki de kendi üstünden korkuyor bu silsile yolu ile devam edip gidiyor. Bir çok üniversite mezunu insanın kpss adi altında düzenlenen sınava girip bir memurluğa atanma hevesi ve çabası sonuca erdiğinde gittiği kurumda bu zamana kadar bildiği tüm değerlerin ve inandıklarının tam tersi şekilde çalıştığını görmesi kaçınılmaz hal böyle olunca iki yol çıkıyor önüne ya bu düzene karşı çıkıp işinden olacak yada bu sisteme ayak uyduracak. Ülkede ki işsizlik ve seçeneklerin hâli ortada zaten zar zor bir kuruma geçmiş olan kişi işinden olup ortada kalmak yerine sisteme ayak uydurmayi yegliyor , bir çoğu zaman bunu ailesi içinde dile getirdiğinde ailesinden bile tepki alıyor sen mi kurtaracaksin dünyayı sanane tepkisi alan kişi çaresizce düzene ayak uydurmak zorunda hissediyor kendini zaten bir süre sonra da farkında olmadan o düzenin bir dişlisi olup devam ediyor. Başlarda da belirttiğim gibi liyakatin yerine adamciligin olduğu bir düzende memur vatandaşı , amir memuru , müdür amiri ezer durur , düzenin değişmesi en alttan değil en üstten başlamalı aşağıya doğru indirilmeli , müdür işini doğru yapar ve amirini o yönde kontrol eder ise mecburen oda işini doğru yapacak amirde memura aynı yaklaşımda bulunursa memurda vatandaşa ona göre muamele edecek isini hakkıyla yapan kurumlar sonucunda hakkını bilen ve ona göre hareket eden bir toplum ortaya çıkacaktır.
Bu ülkede yaşayan bir çoğu insan bunlar analarımız babalarımız darbe ve dipçik yönetimi içerisinde büyütülmüş kafalarını kaldırıpta hakkını aramasına izin verilmemiş korku yöneticiliği yapılmış haliyle aileler de çocuklarını o sistemin düzenine göre yetiştirmiş , birey ne kadar okumuş olursa olsun bir memur karşısında meramını anlatamıyor cekincesinden yada başka sebepler yüzünden. Bu yaşıma gelmişim halen daha polis görünce tedirgin olan insanlardanim çünkü sebepsiz yere dayak yemisligim var ve derdimi kimseye anlatıp hakkımı arayamadim , aramaya kalktığımda tehdit edildim tek bırakıldım ailem bile boşver oğlum Allah'ından bulsun dedi . Bu sistem en tepesinden en alt birimine kadar çürümüş ve kokuşmuş topyekûn değişim yapılması koltuk sevdalilari yerine hizmet aşkıyla olan insanların liyakata göre seçilip görev yapması saglanmadikca bu işler bu şekilde devam eder.