Bir konu hakkında tartışma açıldığında muhakkak iki taraftan biri bir çirkeflik sergiliyor ve tartışma bir kavgaya dönüşüyor. Tartışma kültüründe daha alacak çok yolumuz var.
Biraz da hepimizin söylecek çok şeyi olmasından kaynaklanıyor. Birbirimizin sözünün üzerine laf söylemeyi çok seviyoruz. Dinlemeyi pek bilmiyoruz maalesef. Haliyle tartışmalar da kaçınılmaz oluyor.
Halk nezdinde sıklıkla gördüğüm durum. Özellikle siyasi konularda. Tam haksız çıkacağını anladığı an iyi ama şuna ne diyon madem deyip alakasız konulara zıpladığı için tartışmalar hiçbir neticeye varmıyor.
A: Abi iyi diyosun da şurada böyle büyük bir yolsuzluk olmuş. Bu çok yanlış bir durum.
B: Ona laf ediyon Canan Kaftancıoğlu'na niye laf etmiyon. Yoksa sen bu vatan hainlerini mi destekliyon. Ezan dinmez bayrak inmez.
Bizatihi duyduklarım. Bu ve bunun türevleri. A kişisi haklı bile eleştiride bulunsa doğru diyorsun arkadaş demek yerine alakasız bir konudan vurmaya çalışmak. Bu yüzden tartışmalar kavgaya dönüyor neticesiz kalıyor.
Önce doğrunun kişiden kişiye ve durumdan duruma değiştiğini kabullenmemiz gerekiyor. Ondan sonra karışıklı anlaşmamız yani iletişim basamaklarını doğru bir şekilde yönetebilmemiz en son olarak tartışabilmemiz gerekiyor. Aa biz şeydeyiz doğrunun tanımı...
Kesinlikle katılıyorum. Karşılıklı kaliteli bir şekilde tartışma asla gerçekleştiremiyoruz. Ya susturuluyoruz ya da atalarımızın atasözünü uygulayıp eşekle muhabbeti kesiyoruz.
Bunun tam olarak Türkiye ile ilgili olduğunu sanmıyorum. Normal insan yapısı yüzünden böyle oluyor. Bir yere kadar doğal bir süreç gibi ama bir yerden sonra insan karakterini gösteriyor. O safha biraz can sıkıcı olabiliyor.
Tartışmak için yanılma payın olduğunu önce bi kabul etmek gerek. Bizde herkes haklı olduğu için anlamaya, dinlemeye zahmet edilmiyor. Beyni boş olanın sesi daha gür çıkıyor hiç şaşmaz.