Saat dört, yoksun
Saat beş, yok.
Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi
Saat dört, yoksun
Saat beş, yok.
Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi
Ve belki kim bilir?
Kitap okurum
İçinde sen varsın
Şarkı dinlerim İçinde sen
Oturdum ekmeğimi yerim
Karşımda sen oturursun
Çalışırım, karşımda sen
Oturdum ekmeğimi yerim
Karşımda sen oturursun
Çalışırım, karşımda sen
En güzel deniz,
Henüz gidilmemiş olandır
En güzel çocuk
Henüz büyümedi, büyümedi
En güzel günlerimiz
Henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek
İstediğim en güzel söz, en güzel söz
Henüz söylememiş olduğum sözdür, olduğum sözdür
O şimdi ne yapıyor?
Şu anda şimdi, şimdi
Evde mi, sokakta mı?
Çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir, hey gülüm
Beyaz kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi
O şimdi ne yapıyor
Şu anda şimdi, şimdi
Belki dizinde bir kedi yavrusu var, okşuyor
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir
Her kara günümde onu bana
Tıpış tıpış getiren sevgili
Canımın içi ayaklar
Ve ne düşünüyor, beni mi?
Yoksa ne bileyim
Fasulyenin neden bir türlü pişmediğini mi?
Yahut insanların çoğunun neden böyle bedbaht olduğunu mu?
O şimdi ne düşünüyor?
Şu anda şimdi, şimdi
Saat dört, yoksun
Saat beş, yok.
Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi
Saat dört, yoksun
Saat beş, yok.
Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi
Ve belki kimbilir? Kim bilir?
Ve şiirin en sevdiğim yeri
Ve ne düşünüyor, beni mi?
Yoksa ne bileyim
Fasulyenin neden bir türlü pişmediğini mi?