Hani Cem Yılmaz diyordu ya; adama ingilizce biliyor musun diye sorsan "hadi canım", "come ooon" diye tepki alırsın diye. Peki ne kadar ingilizce biliyorsun desen "derdimi anlatacak kadar", peki derdin ne?. "ingilizce bilmiyorum".
Bizim meselede buna döndü iyice, kiminle konuşsak "ya anlıyorum aslında ama konuşamıyorum" diyor. Ama anlıyor mu o da meçhul, herhalde bilmiyorum diyemeyen ispat unsurunudu da böyle yok ediyor akıllıca. Galiba bizim bilmiyorum demeye fobimiz var, bilmiyorum bizim lügatımızda yok.
Bir de gerçekten senelerce İngilizce dersi alıp konuşamayan talihsizlerimiz var bizim maalesef(baya var sanki), işte onlar gerçekten doğru söylüyor, konuşmadığın dil senin olmaz çünkü. Dil öğreniyorsan biraz geveze olacaksın o dilde uğraşacaksın,saçmalayacaksın tabiri caizse. Yoksa biz daha çok bu klişeyle mevzuları geçiştiririz.
Baktık ki o da olmuyor çok sorun değil öğrenmeyelim ya ne olucak sanki, yani en kötü ihtimal bir turist sana adres sorar, ona da haqsim dersin o anlar zaten sıkıntı yok